Ana içeriğe atla

Aşıkî & Mayî - Eşkâl-i Hâzân

AŞIKÎ & MAYÎ - EŞKÂL-İ HÂZÂN


EŞKÂL-İ HÂZÂN


S: Sensin bu kalb-i virânumda gayret-i mâh hoş sohbet

     Fasl-ı hazânda serv-endâma müptelâ eyler beni

Ş: Pür ü pâk başlarsın aşka hazânda çün mâziden arındırmıştır seni

    Yaprak döker fasl-ı hârif bir diraht misâli uryân eyler beni

S: Ehl-i semâvat tekellüm ider baharistân-ı çeşme sığıştırmış

     Cihân siâyet ider bir misl-i hüsn ü firüzân perişan eyler beni

Ş: Hazândır benüm bu gördüğüm ardından hüzün gelmekte

     Vuslat temenni itmem ben bu faslda çün virân eyler beni

S: Rû-i zeminde umuma rezil ü rüsvâ ider tâlihî ışk 

     Bir ışkdır ki hâl-i âlemde bin cismimle helâk eyler beni

Ş: Vuslat gayrı dâimi bir muhayyeldir bülbül-ü şeydâya 

     Gül ise i’nat durur cefif-i gazel altında giriftâr eyler beni 

S: Bana yoktur ol gözleri zâlimde meyl-i merhâmet 

     Yek nazarda dil-nüvâz firuzân bende eyler beni 

Ş: Benüm çektiğim ah-ı nidâlar semâda ebr ağlatır

     Katre katre gül-i ahmâr üstünde şebnem eyler beni 

S: Bahtım içün zâlim çeşmünle ömrüme kılma nazar 

     Herkes bî-çâre Aşıkî bu mıdur deyü su’âl eyler beni 

Ş: İmdi cân virür Mayi bir berg misâli cânânu içün 

     Bu hazîn bâd-ı hazân bir bâka yaprak eyler beni 

Saidenur Dabancı (Aşıkî) – Şevval Türkoğlu (Mayî)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

8 BİN- Nada DOSTİ

           8 BİN (Srebrenitsa Katliamı)          Bir anda gözlerini kapa ve büyük bir mağarada olduğunu hayal et..! Boş, nem dolu, karanlık! Kapkara! Aydınlık güneşin ışınlarının çok az girebildiği korkunç bir yerde olduğunu! Soğuk! Öyle bir soğuk ki temmuzda dahi titretiyor insanı.    Tarih 11 Temmuz. Kara gün!    Bizi nereye götürdüklerini henüz söylemişlerdi. Tarihi ve hatıralar dolu bir yer olduğunu biliyorduk, fakat burası ne bir müze ne de bir sanat galerisiydi. Sonra, buraya gelince donakaldık! Sanki başka bir mevsim ve başka bir dünyadan gelen bir soğuk hava akımı geçiyordu üstümüzden. Öğrendik ki II Dünya Harbi’nden sonra Avrupa'nın en büyük katliamın yaşandığı yermiş burası. Tam bizim durduğumuz yerde, yığınlar halinde insanlar toplanmış. Kadınlar, erkekler, yaşlılar ve çocuklar… Onlara yapılanlar ise büyük bir insanlık suçu olarak hafızalara kazınmış. Öylece donaklamaya devam ediyoruz!    Burada toplananlar ben ve sen gibi insanlarmış...! Beyefendil

GÖRÜ KANDİLLERİ- İsmet Çağrı KIZILAĞIL

GÖRÜ KANDİLLERİ Benim Adına türlü şiirler yazdığım ayna, Bana söyleyemez içimdeki sakladığım meşhur yangını. Açtığım odalarda, gösterdiğim loş ışıklar, Sebepsiz bir sonuç beklememeli ışıklar. Sebepsiz ışık patlar, sonucunda söner. Geriye ampul parlaklıklarından, kandiller kalır. Kandiller, küçük cisimlerin can yoldaşıdır. Karanlık ve zifiri bir ateş oda etrafında... Odalar içinde gizi süsleyen aynalar. Aynalar bana söyleyin  kaç dakikanız var? Vakitten bir gelinlik, damata teslim... Damatın papyonu kredilere... Ve kimilerinin "evlilik" dediği saadet banka sözlüklerine... Ayna kararır banka duraklarında. Camları susar, saydamlığı daralır masum aynaların. Aynalar, en dolu babanın susuz haykırışlarına şahittir. Ya gözgü; Mutluluk, bir umudun içindeki kelepçeye teslim. Umut, günün sonunda sözleri yutan aynalara... Aynalar, en dolu babaların haykırışına... Ve babalar, Bitmeyen ışıklara...                                      İsmet Çağrı KIZILAĞIL

KIZIL SEVDA- Abdulbaki ÇAKIR

KIZIL SEVDA Siyah sırma saçlarının vuslatına ermedikçe elim, Gün rengi yaprakların tenime değmesi neden? Senin revnaklı kalbini hissetmedikçe kalbim, Seni görünce pır pır atması neden? Güz mevsiminde o güzel bahçeleri seninle dolaşmadıkça, Gözlerim onları görse ne hacet? Nice güzel sözler işitsem de sana söylemesem. O bülbül gibi şakan dilim şarkı söylese neden? O güz bahçelerinde el ele dolaşmadıkça Kalbim sana yansa, gözüm onları neden? Ben yine ben olsam da Sen olmadıkça ben demenin manası ne? Sevgilim, her bahçede gezeriz. Senden güzelini bulamayacağını bilerek, Feleği uçtan uca dolaşsak yine ne? Ben seni bulamayacağımı bilerek çıkarım yola, O güzel güz bahçelerine yine de bana ne? Her seferinde seni görme bahanesiyle bakarım. Kasımpatılara, Güllere, Kamelyalara ama Ne Kasımpatı senin kadar renkli, Ne Gül senin kadar asil, Ne de Kamelya senin kadar zariftir. Biz bu mevsimde tanıştık seninle. Herkes sonbahar der ama sen ilk baharımsın. Ve sevgilim umarım ki İlk baharım o