Yanlış Devrin İnsanı Olmak
Kalabalıklar içerisinde yalnız kalmak, dış dünyadan soyutlanmak; kendini bir yere, bir devre ya da bir şeylere ait hissetmemek. Ait olamama duygusu… Bu duygu ve durumlar ne kadar da tanıdık aslında değil mi?
İnsan; fıtratı gereği bir yere, bir devre ya da herhangi bir şeye aitlik hissetmek ister. Çünkü insan kendini ait hissettiği yerde daha rahat ve huzurludur, yine ait hissettiği devirde daha mutludur. Bugün ne o rahatlık, ne o huzur, ne de o mutluluk var bir hayli büyük bir kesimde. İnsanların yüzleri asık, tavırları sahte; samimiyet desek mumla aranır oldu. Bir-iki kafa dengi arkadaş buldun mu şanslı sayılıyorsun. Kimse kimseye güvenmiyor, herkes birbirine aşılması zor duvarlar örüyor. Çoğu kimseler menfaat kovalıyor. Sahtelik, almış başını gidiyor zaten. Herkes bulunduğu ortama göre maske değiştiriyor, farklı rollere bürünüyor.
Ama eve gidip yalnız kalınca tüm o maskeler, saçma sapan girilen ve asla gerçeği yansıtmayan o roller anlamsız hale geliyor. Çünkü bütün gün yaptığın, söylediğin, belki de hissettiğin şeyler tamamen hayal ürünü ve hiçbiri sana ait değil aslında. Bir süre sonra bütün bu olanların farkına varıyorsun ve bu anlamsız sahteliktense kabuğuna çekilmek daha cazip geliyor. Dış dünyadan yavaş yavaş soyutluyorsun kendini. Bu bazen bir kitapla, bazen bir filmle ya da başlı başına saf düşüncelerinle oluyor.
Sonra etrafında ne kadar insan olursa olsun sen kendini yalnız hissediyorsun. Çünkü sen, onlardan çok çok farklısın. Çünkü sen o yere, o devre ait değilsin.
Yüksel ÇOBANOĞLU
Yorumlar
Yorum Gönder